Taliban dünyanın en büyük altın koleksiyonunun peşine düştü
15 Ağustos’ta ABD’nin 20 yılın ardından çekilmesiyle Afganistan’da yönetimi eline alan Taliban, ülkenin en ünlü hazinesinin peşine düştüğünü açıkladı.
Dünyanın en büyük altın koleksiyonlarından biri olarak kabul edilen ve ‘Baktriya Hazinesi’ olarak adlandırılan hazinenin içerisinde yaklaşık 20 bin altının bulunduğu belirtiliyor.
Taliban Kültür Komisyonu başkan yardımcısı Ahmadullah Wasiq, yaklaşık 20 bin paha biçilmez parçanın 'izleme ve bulma' çabalarının başladığını söyledi.
Wasiq verdiği demeçte, "Konu araştırılıyor ve gerçeğin ne olduğunu öğrenmek için bilgi toplayacağız” derken, “'Bu ve diğer eski eşyalar ülke dışına çıkarılırsa Afganistan hükümeti ciddi önlemler alacaktır” diye konuştu.
1978'de Tillya Tepe adı verilen arkeolojik sit alanında 2 bin yıllık mezarlarda bulunan, çoğu altından yapılmış 20 binden fazla eserden oluşan bir koleksiyon olan Baktriya Hazinesi’nin önceden cumhurbaşkanlığı sarayında sergilendiği ancak halihazırda yerinin bilinmediği aktarıldı.
Baktriya Hazinesi, Afganistan'ın kuzeyindeki Sherberghan bölgesinde yer alan Tillya Tepe adı verilen arkeolojik sit alanında 1978 yılında mezarlarda yapılan çalışma sonrası bulunmuştu.
Antik İpek Yolu'nun tarihini ve kültürünü temsil eden hazinede, altın yüzükler, madeni paralar küpeler, bilezikler, kolyeler ve silahların bulunduğu belirtiliyor.
Bununla birlikte hazinede, 21 bin 145 parçadan oluşan, turkuaz, carnelian ve lapis lazuli gibi yarı değerli taşlarla kaplı altın aşk tanrıları, yunuslar, tanrılar ve ejderhalar da yer alıyor.
Hazine, Sovyet ve Afgan arkeologlar tarafından, MÖ 300 civarında Büyük İskender'in yönetimi sırasında kurulan antik Greko-Baktarya Krallığı'ndaki önemli bir ticaret yolu üzerinde beş kadın ve bir erkeğe ait altı mezarda keşfedilmişti.
Mezarlardan birinde, kazı lideri tarafından göçebe bir prenses olarak tanımlanan otuzlu yaşlarında genç bir kadının bulunduğu aktarılmıştı.
Ülkede 1996 ve 2001 yılları arasında Afganistan'ı yöneten Taliban, bir uçuruma oyulmuş Bamiyan Budaları olarak bilinen iki büyük altıncı yüzyıl heykeli de dahil olmak üzere birçok tarihi eseri yok etmişti.
